1 Şubat 2012 Çarşamba

Blues


Blues, 400 yıllık geçmişi olan ve temeli Afrika'ya dayanan, bir müzik türüdür. Kökleri Afrika'da bulunan blues, 17. yüzyıldan itibaren Afrika'dan getirilen kölelerin tarlalarda çalışırken söyledikleri hüznü, umudu, özgürlüğü ve derin acıyı anlatan şarkılardan doğmuştur.
Blues, 1865 yılından itibaren köleliğin kaldırılmasıyla birlikte Amerikan toplumu içinde yayılmaya başlar ve buradan da zaman içerisinde tüm dünyaya yayılır. 1910'lu yıllardan itibaren ise blues, Amerika'da bir çok şehre yayılır. Bu şehirlerdeki kültürle ve müzikle harmanlanır ve yeni Blues türleri ortaya çıkar, bunlardan bazıları Delta Blues, Memphis Blues, Texas Blues'dur. 1930'lu yıllara gelindiğinde Blues, Caz müzik ile harmanlanarak Robert Johnson, Big Bill Broonzy, Sonny Boy Williamson, Lonnie Johnson ve Tampa Red idi.
Blues, özünde en çok ritim özellikleriyle dikkat çekmektedir. Ancak günümüzde icra edilmekte olan Electric Blues yüksek enstrüman hakimiyeti ve güçlü ritim kabiliyetiyle birlikte iyi bir armoni bilgisini de gerektirmektedir. Zira Modern Blues, Afrika kökenlerinin yanında çok yüklü bir etkileşime uğramış ve pek çok müzikten kalıntılar barındırır hale gelmiştir.

Eric Clapton İngiliz Blues Gitaristi

Eric Clapton Kanada asıllı İngiliz Blues gitaristi, şarkıcı ve besteci. Lakabı "Slowhand"dir. The YardbirdsBluesbreakersCreamBlind FaithDerek and Dominos gibi gruplarda çaldı. "Tears In Heaven" isimli şarkısıyla 6 dalda Grammy ödülü kazandı.

Hayatı 

Eric Clapton, 1945 yılında, Patricia Molly Clapton ve Edward Walter Fryer'ın evlilik dışı çocuğu olarak dünyaya geldi. 9 yaşına kadar büyükanne ve babasını kendi anne ve babası, annesi Patricia'yı ise ablası olarak bildi.
1964 yılında, The Yardbirds adlı blues-rock grubunda çalmaya başladı, fakat 1965'in Mart ayında bu grubun pop müziğe kaydığını düşünerek gruptan ayrıldı.
Aynı yıl John Mayall & Bluesbreakers grubuna katılarak kendini bir blues gitaristi olarak kanıtladı. Hayranları, bu grupla çaldığı dönemde ona "God" (Tanrı) lakabını taktılar ve duvarlara "Clapton is God." sloganları yazılmaya başladı.
1966 yılının ortalarında Clapton yanına Jack Bruce ve Ginger Baker'ı (bateri) da alarak Cream adlı grubu kurdu, bu grupla yaptıkları 3 albümün ardından grup 1968 yılında dağıldı. Yapımcıları 1969 yılında "Goodbye" adlı, konser kayıtlarından oluşan albümü piyasaya sürdü.
1969'da Blind Faith ile çıkardığı, grubun adını taşıyan bir albümden sonra, Derek and the Dominos adlı grup içerisinde Bobby Whitlock (vokalve klavye), Jim Gordon (bateri), Carl Radle (bas) ile çalmaya başladı. Grupla çıkardığı Layla and Other Assorted Love Songs albümündekiLayla, en çok bilinen şarkılarından oldu. Clapton bu şarkıyı, Pattie Boyd-Harrison için yazmış ve Leyla ile Mecnun hikâyesinden esinlenmiştir.George Harrison'ın eşi olan Pattie ile yaşadığı ilişki ve ayrılık sonucu eroine başladı. Müzik kariyerine 2 yıllık bir ara verdi. Eroinle mücadelesi sırasında çektiği sıkıntılar sonucu Eric Clapton, bağımlılara yardım için madde ve alkol bağımlılığı rehabilitasyon merkezi kurdu. Ayrıca 18 Grammy ödülü bulunmaktadır..

Jackson Elektro Gitar Markası


Jackson, Grover Jackson ve Wayne Charvel tarafından 1980 yılında Kaliforniya, San Dimas'da kurulmuş olan bir gitar üreticisi şirkettir.
Jackson firmasının ilk seri üretim gitarı, bir rock gitar virtüözü olan Randy Rhoads için ürettikleri Rhoads V modelidir. Soloist ve King V modellerini üreterek gitar piyasasında kendilerine iyi bir yer edinen firma, strat tipi, yekpare gövdeye sahip soloist modeli ile superstrat gitarlar arasında kendine bir yer edinmiş ve birçok büyük rock/metal grubunun tercihi olmuştur.
Dünyanın en büyük elektrik gitar üreticilerinden olan Fender, 29 Ekim 2002 tarihinde katıldıkları ihale sonucunda Jackson'ı kendi bünyesine katmıştır ve artık Jackson, Fender'in alt markası olarak geçmeye başlamıştır.

Jackson Randy Rhoads model V tipi gitar

Elektro Gitar ve Jak

Jack elektro gitarınızı amfi ile bağlamanıza yarayan alettir.Jak farkılığı çok olmas bir fark yaratır ama profesyonel olmadıkça duymanız pek değiştirmez ama tabiikide imkanınız varsa en kalitelisini almanızda fayda vardır

Elektro Gitarla İlgili Kısa Bilgiler

Elektro Gitar jaz,blues,metal,rock vb gibi türlerde en çok kullanılan enstrümandır.
Elektro Gitar yüzyıllardır en çok kullanılan ve beğenilen müzik aletidir.
Genellikle altı telli olanlar çok yaygındır ama bazı markaların 7 telli gitarlarıda vardır ama bu tür gitarlar pek kullanılmazlar.Normal bir elektro gitar sağ elini kullanaalar için üretilir ama solaklar içinde üretilir
Elektro Gitar tek başına pek bir zevk vermez ama kaliteli bir amfi ile birleştiğinde ve çok güzel müzikler ortaya çıkar ve tadından yenmez bir tür ortaya çıkar.

Elektro Gitara Satın Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Elbette öncelikle sesinden hoşlanacağınız bir enstrüman seçmelisiniz. Sesini duymadan müzik aleti satın almak büyük bir hatadır. Aynı marka iki enstrüman arasında dahi ses farklılığı olacaktır.

Yapısal olarak iyi bir gitarın, ağacı-malzemesi-işçiliği ile birlikte dikkat edilmesi gereken ana özellikler. 

a) Telleri klavyesinden çok uzak olmamalı, perdelere rahatlıkla basılabilmeli. 

b) En ince perdelerine kadar net bir tını vermeli, parazitli-cızırtılı sesler olmamalı. 

c) Her perde vermesi gereken standart notayı (entonans) verebilmeli. 

d) Akort anahtarları, köprüleri ve varsa kilit sistemleri düzgün ve verimli çalışmalı. 


Gitar alış-verişinde mümkünse bu işte tecrübeli; gitar çalmayı bilen biri ile birlikte olmanız gayet iyi olur. Eğer böyle biri yoksa ve kendinizi gerekli kriterleri değerlendirebilcek durumda hissetmiyorsanız bize ulaşabilirsiniz.
Eğer münkünse kendiniz bütün perdeleri ve telleri tek tek dinlemeniz daha iyi olur.Eğer ses tam çıkmıkyorsa yada size bozuk geldiyse o gitarı almamalısınız.Satıcınız eğer tanıdık değilse size o gitarı satmaya çalışacaktır ve gitarı kendinizin denemesi en iyisidir.

31 Ocak 2012 Salı

Türk Gitar Virtüözü ''Yavuz Çetin''


Yavuz Çetin

Yavuz Çetin (Altın Çocuk) (d. 25 Eylül 1970 Samsun - ö. 15 Ağustos 2001 İstanbul), Türk müzisyen, gitarist.
1970 yılında Samsun'da doğan Yavuz Çetin, gazeteci olan babasının işi nedeniyle Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde çocukluğunu geçirir. Müziğe olan ilgisi küçük yaşlarda başlayan Yavuz Çetin, ilk enstrümanı curayla on yaşında tanışır müzik aletlerine olan ilgisi curadan sonra bağlama öğrenmeye başlamasıyla devam eder.
Bir süre sadece müzik dinler ve bu süre zarfında elektro gitar sesine hayran kalır. İlk olarak 1985 yılında akustik gitar ile tanışır ve ardından elektro gitarla çalışmalarına devam eder. On yedi yaşında profesyonel müzik yaşamına geçişiyle birlikte, İstanbul’da ve Türkiye’nin güney bölgelerinde çalışarak hayatını sürdürür. Öğrenimini, hayatının akışını şekillendiren o çok sevdiği müzik üzerine yapar.
Ortaöğrenimini İstanbul Haydarpaşa Lisesi'nde tamamladı. Lisedeki okul arkadaşı olan Ercan Saatçi ile yaptıkları I Will Cry adlı şarkı ile Hey dergisinin yarışmasını kazanır. Marmara Üniversitesi Müzik Bölümü'ne girer. Üniversite hayati boyunca da Elektro Gitarını elinden hiç bırakmaz. Çalıştığı grup Labirentile katıldığı Yıldız Üniversitesi müzik yarışmasından bir çok ödül alarak çıkarlar.
Üniversiteyi çalışmalarından dolayı bitiremez. 1990 yılında İstanbul’da müzisyen dostları Batu Mutlugil (Duman grubunun gitaristi olan Batuhan Mutlugil'in babası), Zafer Şanlı ve Kerim Çaplı ile cover grubu olarak tanınan Blue Blues Band'i kurar. 1970 yılların rock ve blues parçalarının ağırlıkta olduğu çalışmaları sürdüren Blue Blues Band grubunda elektro gitar calip vokal yapar.
Yaşamı boyunca 1960'lı ve 1970'li yılların Rock Blues müziklerinden etkilenir. Daha sonraları yaptığı beste ve söz çalışmalarına Rock ve Blues müziğinin ruhunu yansıtır. Jimi Hendrix’i ve dünyaya mal olmuş blues şarkılarını da yorumlamaktan her zaman büyük bir keyif alır. 1990'lı yılların ortalarında Fuat Güner ile tanışmasıyla birlikte stüdyo müzisyenliğine baslar. Fuat Guner’in stüdyosunda sürdürdüğü çalışmalarında televizyon ve radyolar için reklam müziklerini gitarıyla seslendirir. Birçok sanatçının albüm kayıtlarına da gitarıyla imzasını atar. Gitarıyla eslik ettiği albümler arasında, İzel Bir Küçük Aşk, Kıraç’ın Deli Düş ve Bir Garip Aşk Bestesi, Soner Arıca’nın Ayrılık, Turgut Berkes’in albümündekiMiranda ve Mindos isimli şarkıları ve Göksel’in Sabır adli şarkısı en bilinenleridir. Goksel’in şarkısındaki Talkbox performansının Türkiye’de bir ilk olması, ona Talkbox kullanan ilk gitarist sıfatını kazandırır. 1996 yılının ortalarında MFÖ grubuyla çalışmaya baslar. Grupla turnelere gider ve katıldığı tüm konserlere gitarıyla eslik eder. Bir yandan bar müzisyenliğine devam eder. 1997 yılında Ercan Saatçi prodüktörlüğünde ilk albümü için çalışmalara baslar.
İlk adlı albümünü Stop Müzik’ten çıkarır. Albümünde yer alan, Erkeğin Olmak istiyorum, ayrıca Sinan Çetin’in yönettiği Propaganda filminde kullanılan, Erkan Oğur’un perdesiz gitar performansının da yer aldığı Dünya isimli enstrümantal şarkisi en bilinenleridir. MFO ile konserlerde çalmaya ve Yavuz Çetin Group isimli grubuyla bar performansını devam ettiği sure içerisinde, ikinci albüm çalışmalarına da baslar. 1999 yıllarının sonlarında TMC Film Müzik ile anlaşır. Ve ikinci albümü "Satılık" için stüdyoya girer. Sözü, müziği ve düzenlemeleri kendisine ait bir çalışmaya son kez imza atar. Mart 1999 tarihine çıkması planlanan albüm için tüm çalışmaları bitirir. Ama ne yazık ki yaptığı bu son çalışmanın müzikseverlerle buluştuğunu göremeden, 15 Ağustos 2001 tarihinde hayata veda eder. Boğaziçi Köprüsü’nden atlayarak yaşamına son veren Türkiye’nin blues gitaristi Yavuz Çetin, Karacaahmet Camii'nde düzenlenen törenden sonra Anadoluhisarı’ndaki Yeni Mahalle Mezarlığı’nda toprağa verilir.
31 yaşındaki gitaristin cenaze töreninde ailesinden yalnızca üvey annesi Sevinç Çetin vardı. Babası gazeteci Erdal Çetin, oğlunun ölüm haberiyle yıkıldığı için törene katılamadı. 1998'da boşandığı eşi Didem Çetin ve yedi yaşındaki oğlu Yavuzcan'ın da bulunmadığı törende, cami avlusu, gitaristin ailesi yerine koyduğu yakın dostlarıyla doldu taştı. Annesine kavuşamadı Yavuz Çetin, babasının vasiyeti üzerine 1982 yılında ölen annesinin Karacaahmet Mezarlığı’ndaki mezarının üzerine gömülecekti. Ancak annesinin mezarını bilen tek kişi babası Erdal Çetin’di. Baba Çetin, cenazeye katılamayınca mezar bulunamadı ve genç gitarist, Anadoluhisarı’ndaki Yeni Mahalle Mezarlığı’na defnedildi. Gazeteci Erdal Çetin'in oğlu Yavuz Çetin, 1996'da eşi Didem Çetin'den ayrılan ve bu ayrılıktan sonra hayatını bir daha düzene sokamamıştı.
Yavuz Çetin, Kadıköy’deki Shaft Rock-Blues & Jazz Club'da sahneye çıkıyordu. Gece sahne çalışmalarını sürdürürken, gündüzleri de DMC'den çıkartılacak ve "Satılık" adını vermeyi düşündüğü ikinci albümünün stüdyo çalışmalarını yürütüyordu. Yoğun depresyon teşhisi konulduğu için bir haftadır hastanede tedavi gören Yavuz Çetin, hafta başında iyileştiği gerekçesiyle taburcu edildi.
Tedavisi sona erdikten sonra bir arkadaşına, En iyi ilaç müzik dedi ve önceki gün, hastalığı suresince bir an olsun yanından ayrılmayan kız arkadaşı Mine Erkaya ile birlikte son albümünün çalışmaları için stüdyoya girdi. Bir ara fenalaştı. Hemen çalışmayı bırakıp psikologuna gittiler. Psikologu da, Çetin’e iyi olduğunu söyleyerek bazı ilaçlar vermekle yetindi. Kız arkadaşı Mine Erkaya da paylaşıyordu bu kanaati. Öğleden sonra ayrıldıklarında, Yavuz Çetin’in gayet normal olduğunu söylüyordu. Haberi barda aldılar. Yavuz Çetin, sahne aldığı Shaft Blues&Jazz Club'a 23.00'te gelecekti. Gelmeyince, tonmaister Mine Erkaya ve Yavuz Çetin Group'un elemanları telaşa kapıldı. Telaşlanmakta hiç de haksız olmadıklarını çok geçmeden anladılar.
Yavuz Çetin, saat 19.00 sıralarında, Boğaziçi Köprüsü’nden atlayarak yaşamına son vermişti. Yavuz Çetin’in, 1977 model Peugeot marka otomobili, Boğaziçi Köprüsü üzerinde, Ortaköy ayağına yakın bir noktada bulundu. 34 KBP 09 plakalı otomobilde, Yavuz Çetin’in ruhsatı, ehliyeti, 500 dolar ve 190 milyon lira, çeşitli ilaçlar ve 7 tane anahtar bulundu. Yavuz Çetin’in cesedi Adli Tip Kurumu Morgu'na kaldırılırken, ölümü tüm müzisyen arkadaşlarını ve ailesini yasa boğdu.